• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/mylifepsikoloji
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+905447243650
  • https://www.twitter.com/mylifepsikoloji
  • https://www.instagram.com/mylifepsikoloji
Üyelik Girişi
Ziyaretçiler
Aktif Ziyaretçi27
Bugün Toplam177
Toplam Ziyaret1138186
Ürün ve Hizmetler
Site Haritası
Anket
Hangi Koçluk Hizmetine İhtiyaç Duyuyorsunuz?
Takvim
Uzman Klinik Psikolog Sabiha IŞIK 05301221102
sabihaisik@outlook.com
Uzun ve Mutlu İlişkilerin Sırları
22/02/2022

Uzun ve Mutlu İlişkilerin Sırları

1) Özel Alan: Siz bir elmanın iki yarısı değilsiniz, siz başlı başına bir elmasınız. Yani bir bireysiniz. İlişkinin içerisinde de böyle kalmanız sizin faydanıza olacaktır. Birbirinize özel alanlar ve zamanlar tanımak ilişkinin ömrünü uzatabilmek için yapmanız gereken en önemli şeydir. Çünkü ne kadar iç içe girer ve ne kadar özel alanlarınızdan feragat ederseniz bir süre sonra ilişkinin içerisinde kendinizi o kadar özgürlüğünüz kısıtlanmış ve hapsolmuş gibi hissedersiniz. Bu da ilişkinizin ömrünün kısa olmasına neden olur. O yüzden kıskançlık, birbirinizi kısıtlama ya da birbiriniz dışında vakit geçirmeme gibi şeylerden kaçının. Birbirinize doğru efektif özel alanlar ve zamanlar tanıyın.

2) Tartışma: Bizim ilişkilerde en çok kaçtığımız şeylerden bir tanesidir. Ama aynı zamanda uzmanlara göre ilişkinin ömrünü de uzatan şeylerden biridir tartışma. Tabii ki sürekli tartışmak değil ama tartışmadan kaçmayın. Çünkü tartıştığınız zaman pasif agresif olmazsınız, içinizde herhangi bir rahatsızlığınızı tutmazsınız ve bir şeyleri içinizde biriktirip bir anda karşınızdakini kıracak şekilde söylemektense o anda rahat bir şekilde doğru bir iletişimle söyleyebilmek ve etkin bir tartışma yöntemi bulmak ilişkinizin ve de aranızdaki iletişimin ömrünü uzatır.

3) Gizem, Heyecan: Hani ilişkinin en başında o tatlı, flörtöz, heyecanlı gidişat yavaş yavaş yok olmaya başlayacaktır. Çünkü uzun ilişkinin kurallarından bir tanesi de ne yazık ki budur. Ama bunu alt edebilmenizin en önemli yolu o gizemli, heyecanlı, o tutkulu halinizi hala devamettirebiliyor olmanızdır. Bunun için de yapmanız gereken flört zamanlarında yaptığınız şeyleri hatırlayın. Unutmayın o artık bir şeyler yapmıyor olabilir ama aynı zamanda bu sizin de bir şeyler yapmadığınız anlamına gelir. Onun için, çabalarsanız, flörtleşmeye başlarsanız, buluştuğunuz yerlerde sanki en baştan tanışıyormuş gibi ya da ilk zamanlarınız gibi davranırsanız ve flörtleşmeyi, iltifat etmeyi, birbirinize güzel şeyler söylemeyi ve motive etmeyi bırakmazsanız hiçbir zaman ilişkinin heyecanını kaybetmezsiniz.

4) 3 Yıl Sorunu: Her ilişkinin mutlaka başına gelen olay ne yazık ki. Her 3 yılda bir ilişkilerin %89’u mutlaka ayrılık aşamalarına geliyorlar ama eğer ki bu 3 yıl sorununu atlatırsa ilişkiler %65 ihtimalle 7 yılın üzerine çıkıyor. Yani 3. Yılınıza geldiğinizde kavgalar başladıysa ve birbirimizden bezdik artık kendi özgür alanlarımıza gidelim gibi tartışmalara girdiyseniz korkmayın. 3 yıl sorunu içerisinde olduğunuzu unutmayın. Atlatırsanız ilişkinizin uzun olacağını aklınızdan çıkarmayın.

5) Paylaşım: Paylaşım hem kurduğunuz arkadaşlık ilişkilerinde, hem kurduğunuz iş ilişkilerinde ve en önemlisi kurduğunuz ikili romantik ilişkilerde en dikkat etmeniz gereken şeydir. Uzun bir ilişkide o derinlemesine paylaşımlara çoktan gireceğiniz için o paylaşımları doğru zamanda yapmanız ve içinizde tutmuyor olmanız gereklidir. Dürüst, samimi ve içten paylaşımlar yapmak hem ömrünüzü uzatır, hem de aynı zamanda ilişkinin ömrünü uzatır. Yani partneriniz ile birlikte içinizden gelen o iyi ya da kötü her şeyi paylaşmayı ihmal etmeyin. Üzüldüğünüzde, sevindiğinizde ya da onunla ilgili herhangi bir şey düşündüğünüzde mutlaka ona söyleyin.

6) Planlama: Tabii ki uzun bir ilişkinin içerisine girdiğiniz zaman eninde sonunda birbirinize yeteri kadar vakit ayıramadığınız zamanlar gelecek. Ama burada yapmanız gereken en önemli şey kendinize bir buluşma tarihi belirlemek ve bunu takvime kaydetmek. Çünkü uzun ilişkilerde en önemli ve en çok ilişkiyi yıpratan şey yeterince ve kaliteli vakit geçirememektir. Kaliteli vakit geçirmenin en önemli yolu da ne zaman buluşacağınızı, nasıl buluşacağınızı ve o buluşmayı nasıl yöneteceğinizi iyi bilmektir. Nasıl ki herhangi bir iş için takvime kayıt yapıyorsanız ilişki içerisinde de bu şekilde özen göstermelisiniz. Bunu yapmak sizi hem buluşmaya motive der hem de buluşmanın o flört zamanlarında gibi heyecanlı ve güzel geçmesine neden olur.

7) Değişik yerler: Bir ilişkinin en güzel, en pamuklara sarılmış, en bulunan atmosferden uzaklaşmış, sanki hiçbir şey yaşanmamış ve ilişkiye yeni başlamışsınız gibi geçirdiğiniz yer aslında tatildir. Tatil sizi bulunduğunuz atmosferden ve insanlardan uzaklaştırdığı için sanki her şeye sanki en baştan başlamışsınız gibi hissettirir. Aynı zamanda beyin görmediği ve bilmediği bir yere gittiği zaman dopamin ve seratonin salgılar. Buda sizin birlikte güzel ve mutlu vakit geçirmenize neden olur. O yüzden tatilleri de aynı şekilde planlarımızın içerisine dahil etmeyi ihmal etmeyin.

8) Güven: Güven çok zor inşa yapılan ama çok hızlı bir şekilde kırılabilen hassas bir kase gibidir.  O kase sizin ilişkinizi içinde istediği kadar tutabilir. Siz onu kırmadığınız sürece. Güveni kıran en önemli şey verdiğiniz sözleri tutmamanızdır. Çünkü verdiğiniz bir sözü tutmadığınız zaman karşıdaki insan vereceğiniz bütün sözleri de tutmayacağınızı varsayar ve ne yazık ki cam bir kez çatladı mı onu tekrar yapıştırmak gerçekten çok zordur. O yüzden tutamayacağınız bir söz varsa hiç vermeyin. Bu sözü sana veremem deyin. Ama bir söz verdiyseniz de arkasında durun ve sahip çıkın. Çünkü söze sahip çıkmak karşınızdaki kişinin güvenine de sahip çıkmaktır.

9) Empati: Söylenilmesi ne kadar klişe ve ne kadar tüketilmiş bir kelime olsa da aslında empati bir ilişkinin temel taşlarından birdir. Biri hakkında karar vermeden önce, biri hakkında herhangi bir düşüncenizi söylemeden önce, ona herhangi bir tartışma sırasında bir ithamda bulunmadan önce Kızılderili atasözüne göre; onun ayakkabılarını giyip en azından 3 kere gün doğup batana kadar beklemeniz lazım.

Klinik Psikolog Sabiha IŞIK



258 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Antisosyal Kişilik Bozukluğu - 28/06/2022
Sosyopati ya da psikopati olarak da adlandırılan antisosyal kişilik bozukluğu genel anlamda diğer kişilerin haklarına karşı umursamazlık ve ihlal halidir. Çocukluk veya ilk ergenlik çağında başlayıp yetişkinlik çağında da devam eder. Hilekarlık ve m
Terk Edilme ve Ayrılık Korkusu - 24/06/2022
Leyla ile Mecnun, Ferhat ile Şirin’ e benzer aşıkların reddedilme ve terkedilme öyküleri mitolojde yoğun bir şekilde karşımıza çıkıyor. Bütün hayatını sevgiliye adayan erkek ve kadın mitleri ile doludur masallar ve efsaneler. Analitik psikolojinin
Göç'ün Psikolojisi ve Sosyolojisi - 21/06/2022
Uluslararası göç; bir ülkeden bir ülkeye belirli bir süre yaşamak için taşınmak olarak adlandırabiliriz. Göç konusunu sebeplerine göre ayıracak olursak eğer; 1) ekonomik göç yani iş için göç edenler: Eskiden Avrupa mavi yakalı göçmen ararken
Bağlanma türleri ve insan ilişkilerine etkisi - 17/06/2022
Bağlanma; çocukların küçük yaşta anne veya bakım veren diğer kişi ile kurduğu bağdır. Bebekler küçük yaşlarda bakım veren kişinin ya da annenin her zaman ihtiyaçlarına cevap verebileceğini, güvenli olarak bir psikolojik yapı geliştirdiklerinde onlar
Otizm nedir? - 10/06/2022
Yaygın gelişimsel bozukluk başlığı altında otizm, asperger sendromu, çocuğun dezintegratif bozukluğu (Heller sendromu), başka türlü adlandırılamayan yaygın gelişimsel bozukluk yer alır. Otizm belirtileri nelerdir? Otistik çocukları üç konuda
Kardeşler arası yaş farkı ne kadar olmalıdır? - 07/06/2022
En sık sorulan sorulardan biri ne zaman ikinci çocuğu yapmalıyım? Kardeşler arası yaş farkı ideali kaç olmalıdır? Bu yazımda bunlara detaylıca değineceğim. Yaş farkına karar verirken değerlendirilecek konular; anne baba, anne baba ilişkisi, çocuğu
Çocuklarda konuşma geriliği, konuşma gecikmesi - 03/06/2022
Konuşma bir öğrenme ve iletişim biçimidir. Bebekler etrafındaki olayları gözlemleyerek, cisimlerin isimlerini duyarak zamanla konuşmaya başlarlar. Çocuk beyni ilk üç yaş içerisinde öğrenme ve taklit etmeye çok açıktır. Çok kolay öğrenir ve
Çocuklara “Hayır”ı Öğretmek, Çocuklara Hayır Diyebilmek - 31/05/2022
Ne zaman çocuklara “hayır” diyoruz? Ne zaman “dur” diyoruz? Acaba bu hayır’lar bizim hayır’larımız mı yoksa olması gereken hayır’lar mı? Çocukların cezalandırılmaları ile ilgili süreçlerde bazen hayır diyerek, ses tonumuzu da arttırarak yapmaması g
İstediğini ağlayarak yaptırmaya çalışan çocuğa nasıl davranmalıyız? Ödül ve pekiştireç yöntemi nası - 24/05/2022
Bebek doğduğu andan itibaren ağlamaya başlar. Konuşamadığı için acıktığında, bir yeri ağrıdığında, tuvaleti geldiğinde, herhangi bir rahatsızlık durumu yaşadığında kendini başka türlü ifade edemeyeceği için ağlar. Ağladığında anne gider ve bir soru
 Devamı