• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/mylifepsikoloji
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=+905447243650
  • https://www.twitter.com/mylifepsikoloji
  • https://www.instagram.com/mylifepsikoloji
Üyelik Girişi
Ziyaretçiler
Aktif Ziyaretçi26
Bugün Toplam232
Toplam Ziyaret1138241
Ürün ve Hizmetler
Site Haritası
Anket
Hangi Koçluk Hizmetine İhtiyaç Duyuyorsunuz?
Takvim
Uzman Klinik Psikolog Sabiha IŞIK 05301221102
sabihaisik@outlook.com
İradenizi nasıl güçlendirirsiniz?
01/04/2022

İradenizi nasıl güçlendirirsiniz?

İlk olarak bir deneyden bahsetmek istiyorum. Marshmallow deneyi. Uzun yıllar önce yapılan bu deneyde bir çocuk ve araştırmacıdan oluşan ortam oluşturuluyor. Çocuğun önüne Marshmallow (bir çeşit tatlı) konuluyor ve çocuğa deniliyor ki; “Şimdi ben odadan çıkacağım, yirmi dakika sonra yine geleceğim. Bu yirmi dakika içinde önündeki Marshmallow’u yemezsen sana bununla beraber bir tane daha Marshmallow vereceğim.” Ve araştırmacı odadan çıkıyor. Sonrasında kameralar çocukları çekmeye devam ediyor. Çocukların bir kısmı araştırmacı odadan çıkar çıkmaz önündeki tatlıyı yerken, bir kısmı ise inatla, zorla sabrediyor. Şimdi burada şöyle bir durum var. Önünde onun dikkatini çekecek bir uyaran, hoşuna gidecek bir nesne yiyecek var. Bazı çocuklar buna sabrederken, bazı çocuklar hazzını, o anki arzusunu ertelemeyip hemen önündeki Marshmallow’u yiyorlar. Deney burada sonlanmıyor. Deney bittikten sonra çocuklar ikiye ayrılıyor; sabredenler ve sabredemeyenler olarak. Bu çocukları sonraki hayatlarında da araştırmacılar bir süre daha devam ediyorlar ve çok enteresan sonuçlara varıyorlar. Önündeki Marshmallow’u yemeyip, sonrasında araştırmacıyı bekleyip iki Marshmallow elde eden çocuklar hayatta daha fazla başarılı oluyorlar. Strese karşı daha dayanıklı oluyorlar. Daha az madde kullanım seviyeleri var. Daha yüksek akademik başarı seviyeleri var. Yani aslında o an için önündeki şeye, hazza, arzuya karşı koyan insanlar, karşı koyan çocuklar hayatta çok daha fazla başarılı oluyorlar. Hayatın her alanında bu sistemi görebiliriz. İrade hazzı erteleme becerisidir. Canın televizyon izlemek ister ve o an o hazzı, o zevki almayı erteleyebilirsen ödevi yaparsın, sonra daha fazla keyifli televizyon izlersin. Ya da canın internete, telefona, sosyal medyaya takılmak ister ama kendini tutup ders çalışabilirsen sonrasında üniversiteyi kazanır sonra daha keyifli şeyler yapabilirsin. İş hayatında, evlilik hayatında hazzı erteleyebilirsen başarı ve daha fazla keyif her zaman senin hakkındır.

İrade yani hazzı erteleme becerisi ile ilgili araştırmalar iradenin kas gibi geliştirilebileceğini söylüyorlar. Sakın kendine ben yapamıyorum, ben iradesizim gibi bir mazeret seçme. Eğer öyle yapıyorsan kendini kandırıyorsun demektir. Hepimizin hayatında çok fazla alternatif var. Sabah kalktığımız zaman “Bugün ne yiyeceğim? Bugün ne giyeceğim? Akşam ders mi çalışsam, dizi mi izlesem? Mailleri ne zaman cevaplasam?”. Her daim her konuya yeniden karar vermek zorunda olunca bu insanın irade kasını çok fazla yormaya başlıyor ve öyle bir şey ki bu kadar detay düşündüğün zaman asıl senin için önemli olan asıl irade gerektiren, birazcık zor olan konularda çok fazla dirayet gösteremiyorsun. İrade yorgunluğunu karar verme yorgunluğunu aşmak için ne yapacaksın? Kendine yeni ritüeller oluşturacaksın. Sabah ne yiyeceğin belli olsun. Bunun için ekstradan düşünme. Sabah ne giyeceğin belli olsun. Giydiğiniz kıyafet sayısını, karar vermeniz gereken şeylerin sayısını azaltmak, asıl mevzuya odaklanmaya daha fazla zaman ayırmanız demek. Çalışma sisteminizin bir ibadet gibi olması gerekiyor. İbdette her şey en ince ayrıntılarıyla belirlenmiştir. Sabah kaçta başlar, kaçta biter, kaç rekat kılacaksın her şey detaylı olarak belirtilmiştir. Düşünmezsin tekrar. Senin çalışma sisteminin, senin günlük hayatta verimli olmanın anahtarı da aslında ince ince bir rutin, ritüel oluşturmanla başlayacak.

Bir konuda karar verdin ve adım atmak istiyorsun, irade göstermek istiyorsun. O verdiğin kararı, senin için önemli olan şeyi sabah kalktığın zaman ilk olarak onu yapmak zorundasın. Sabah kalktın, kahvaltını yaptın. O an dikkatin yorulmamış. Böyle bir anda o senin için önemli olan şeyi yaparsan gün içinde çok daha fazla rahat edersin. Eğer gün sonuna bırakırsan sabahtan itibaren çok fazla yorulduğun için asıl önemli olan mevzuyu yapmakta çok fazla zorlanırsın. Eğer ki irade gücünü geliştirmek istiyorsan en önemli şeyi ilk olarak yapmalısın. Ritüeller içerisinde sadece gün içindekileri değil haftalık da plan yapmalısın. Her günün bir görevi olsun. Tekrar bugün ne yapacağım? Diye düşünme.

İrade gücünü geliştirirken bazı karşılaşacağın tuzaklar var. Sen rutinleri oturtsan da hayatın akışı içerisinde bazı aksaklıklar olacaktır. Mesela bir gün yapmak istediğin işi, görevi yapamadın. Spora gidemedin mesela. İçinden bir ses “ya bozdun düzeni, bak yapamıyorsun” gibi seni vazgeçirmeye çalışıyor. Burada irade gücün devreye girmeli. Ne kadar esnek olursan, bunları telafi edebilirsen aslında yapmak istediğin şeyi, ortaya koymak istediğin şeyi çok daha başarılı bir şekilde ortaya koyabilirsin. Aksamalar çok normal. İnsansın. Hayatın akışı içerisinde olabileceğini kabul edip amacımızı bırakmıyoruz.

İradeyi geliştirmek için yapacağın şeylerden biri de yapmazsam, yapamazsam yaparım tekniği. Bu tekniğe göre örneğin öğlen çözmen gereken 100 soru var. Bir şekilde çözemedin. Bunu akşam 200 soru ile telafi etmelisin. Ya da yememen gereken bir şeyi yedin. Akşam ya da ertesi gün bunu biraz daha az yiyerek telafi etmen gerekiyor. Böylece kendini bir sonraki aksama tembellik için uyarmış oluyorsun hem de o aksamayı telafi etmiş oluyorsun.

İrade gücünü geliştirirken en büyük düşmanlarımızdan birisi gaza gelmek. Biz çok güzel gaza geliriz ama sonrasında da tökezleriz. Gaza gelmeyeceksin. Çok küçük adımlarla başlayacaksın. Gaza gelince kocaman adımlar atıyorsun ve çabucak yoruluyorsun. Sonrasında o işi başaramamakla kalsa keşke işler. Bu sefer içinde öğrenilmiş çaresizlik ortaya çıkıyor. Nedir öğrenilmiş çaresizlik; ben bu işi artık yapamıyorum, diğer şeyleri de yapamayacağım gibi genelleme oluşturuyoruz kafamızda. O yüzden hayallerimizi gerçekleştirmek küçük adımlarla sistemli bir şekilde ve en önemlisi düz bir çizgide istikrarlı ilerliyoruz.

Klinik Psikolog Sabiha IŞIK

 



215 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Antisosyal Kişilik Bozukluğu - 28/06/2022
Sosyopati ya da psikopati olarak da adlandırılan antisosyal kişilik bozukluğu genel anlamda diğer kişilerin haklarına karşı umursamazlık ve ihlal halidir. Çocukluk veya ilk ergenlik çağında başlayıp yetişkinlik çağında da devam eder. Hilekarlık ve m
Terk Edilme ve Ayrılık Korkusu - 24/06/2022
Leyla ile Mecnun, Ferhat ile Şirin’ e benzer aşıkların reddedilme ve terkedilme öyküleri mitolojde yoğun bir şekilde karşımıza çıkıyor. Bütün hayatını sevgiliye adayan erkek ve kadın mitleri ile doludur masallar ve efsaneler. Analitik psikolojinin
Göç'ün Psikolojisi ve Sosyolojisi - 21/06/2022
Uluslararası göç; bir ülkeden bir ülkeye belirli bir süre yaşamak için taşınmak olarak adlandırabiliriz. Göç konusunu sebeplerine göre ayıracak olursak eğer; 1) ekonomik göç yani iş için göç edenler: Eskiden Avrupa mavi yakalı göçmen ararken
Bağlanma türleri ve insan ilişkilerine etkisi - 17/06/2022
Bağlanma; çocukların küçük yaşta anne veya bakım veren diğer kişi ile kurduğu bağdır. Bebekler küçük yaşlarda bakım veren kişinin ya da annenin her zaman ihtiyaçlarına cevap verebileceğini, güvenli olarak bir psikolojik yapı geliştirdiklerinde onlar
Otizm nedir? - 10/06/2022
Yaygın gelişimsel bozukluk başlığı altında otizm, asperger sendromu, çocuğun dezintegratif bozukluğu (Heller sendromu), başka türlü adlandırılamayan yaygın gelişimsel bozukluk yer alır. Otizm belirtileri nelerdir? Otistik çocukları üç konuda
Kardeşler arası yaş farkı ne kadar olmalıdır? - 07/06/2022
En sık sorulan sorulardan biri ne zaman ikinci çocuğu yapmalıyım? Kardeşler arası yaş farkı ideali kaç olmalıdır? Bu yazımda bunlara detaylıca değineceğim. Yaş farkına karar verirken değerlendirilecek konular; anne baba, anne baba ilişkisi, çocuğu
Çocuklarda konuşma geriliği, konuşma gecikmesi - 03/06/2022
Konuşma bir öğrenme ve iletişim biçimidir. Bebekler etrafındaki olayları gözlemleyerek, cisimlerin isimlerini duyarak zamanla konuşmaya başlarlar. Çocuk beyni ilk üç yaş içerisinde öğrenme ve taklit etmeye çok açıktır. Çok kolay öğrenir ve
Çocuklara “Hayır”ı Öğretmek, Çocuklara Hayır Diyebilmek - 31/05/2022
Ne zaman çocuklara “hayır” diyoruz? Ne zaman “dur” diyoruz? Acaba bu hayır’lar bizim hayır’larımız mı yoksa olması gereken hayır’lar mı? Çocukların cezalandırılmaları ile ilgili süreçlerde bazen hayır diyerek, ses tonumuzu da arttırarak yapmaması g
İstediğini ağlayarak yaptırmaya çalışan çocuğa nasıl davranmalıyız? Ödül ve pekiştireç yöntemi nası - 24/05/2022
Bebek doğduğu andan itibaren ağlamaya başlar. Konuşamadığı için acıktığında, bir yeri ağrıdığında, tuvaleti geldiğinde, herhangi bir rahatsızlık durumu yaşadığında kendini başka türlü ifade edemeyeceği için ağlar. Ağladığında anne gider ve bir soru
 Devamı